
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) eski Eş Genel Başkanlarından Gönül Erden ve Selma Atabey ile geçmiş dönemlerdeki dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve Ankara Şube Eşbaşkanları’nın yargılandığı davanın karar duruşmasından bir gün önce, sendikal haklara yönelik baskılara dikkat çekmek amacıyla forum düzenlendi.
SES ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) çağrısıyla düzenlenen forum, Eğitim Sen Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi. “Sendikal Haklar ve Sendika Aktivistlerine Yönelik Baskılar” başlığıyla yapılan foruma, çok sayıda uluslararası sendikal örgütlerin temsilcileri katıldı. Konuşmalarda, emekçilerin pandemi döneminde sağlık hakkı ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için yürüttükleri mücadelenin, iddianamede “örgütsel faaliyet” olarak gösterildiği belirtildi. Yapılan basın açıklamaları, grev çağrıları ve toplumsal etkinliklerin suç unsuru gibi sunulmasının, devletin sendikal haklara tahammülsüzlüğünün göstergesi olduğu ifade edildi.
‘TUZAK KURAN ANLAYIŞIN DEĞİŞMESİ LAZIM’
SES Hukuk Bürosu Avukatı Öztürk Türkdoğan, SES’e yapılan operasyonun düzmece gerekçelerle “kumpas” operasyonu olduğunu belirterek, “Türkiye aylardır genel yöneticilere, öğrencilere yapılan haksızlıkları konuşuyor. Eğitimci arkadaşlarımız her zaman aldıkları iş bırakması kararlarından bir tanesi nedeniyle haftalarca ev hapsi aldı. En temel haklarını kullandıkları için. Dolayısıyla bunun tekrar tekrar altını çizmek gerekiyor; vatandaşına tuzak kuran bu anlayışın değişmesi lazım. Hak ve özgürlükleri görmeyen, bu hakları kullanmayı suçmuş gibi lanse edilen anlayışın değişmesi lazım. KESK ve bağlı olan sendikalar kurulduğundan beri kadın çalışmaları yapıyor. Bu kadın çalışmaları nedeniyle de suçlanıyor arkadaşlarımız. Bu iddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Başsavcısı toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı sendikal işleyişin olmasıyla ilgili kanunu bile bilmiyor. Kadın arkadaşlarımızın emeğiyle 4688 sayılı kanun ibareye geçmiştir. Bu suçmuş gibi iddianamede yazılıyor” dedi.
MA