Ordu’da iktidar ve şirketlerin ekolojik talanı hız kesmeden devam ediyor. Kentte her geçen gün yeni bir proje ile karşı karşıya kalınıyor. Madenler, Hidroelektrik Santraller ve deniz dolguları ile kentin doğal yapısı tehdit altında. Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan deniz dolguları, halkın tepkisini çekiyor. Belediye başkanı Hilmi Güler döneminde Perşembe, Ünye, Fatsa, Altınordu ve Gülyalı ilçelerinde 12 kıyı dolgusu projesi hayata geçirildi. Ancak bu projelerin çoğu yargı kararlarıyla durduruldu.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylanan projelerin çoğunda halkın tepkisi ve mahkeme kararları bulunuyor. Ancak belediye bu kararları dikkate almadan çalışmalarına devam ediyor. Deniz dolgusu için gerekli malzemelerin fındık bahçeleri ve ormanlardan çıkarıldığı belirtiliyor. Ayrıca kentte taş ocakları, madenler ve rüzgar enerji santralleri gibi projeler de büyük tepki topluyor.
Ordu Çevre Derneği Başkanı Ertuğrul Gazi Gönül, belediyenin ekolojik talanını ve yerel seçimleri eleştirerek, kentin geleceğinin tehlike altında olduğunu vurguluyor. Deniz dolgularının taş ocaklarıyla ilişkisine dikkat çeken Gönül, kentte yaşamın ciddi şekilde etkilendiğini belirtiyor. Ayrıca belediyenin çöp tesisleri ve imar sorunları gibi konularda da ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade ediyor.
Gönül, yerel yönetimlerin bağımsız olması gerektiğini ve merkezi hükümetin yerel kararları belirlememesi gerektiğini savunuyor. Belediyelerin çevre mühendisleriyle çalışması ve halkın da karar alma süreçlerine dahil edilmesi gerektiğini vurguluyor. Ordu’nun ekolojik dengeyi koruyarak planlama yapması gerektiğini söyleyen Gönül, aksi takdirde kentin ve halkın zarar göreceğini belirtiyor. Gelecek için sürdürülebilir bir kent yaşamı için bilimsel ve katılımcı bir yönetim anlayışının benimsenmesi gerektiğini vurguluyor.
Tüm bu gelişmeler, Ordu’da yaşanan ekolojik talanın boyutlarını gözler önüne seriyor. Halkın ve çevrecilerin mücadelesi, kentin geleceği için önemli bir direnç noktası oluşturuyor. Belediyelerin ve hükümetin, ekolojik dengeyi koruyarak planlama yapması ve halkın katılımını sağlaması gerekiyor. Aksi takdirde, kentteki doğal yaşam ve ekosistem ciddi şekilde zarar görebilir.