
MERKEZ BANKASI BAŞKANI RAPOR SUNUYOR
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, yılın ilk raporunu sunuyor. Karahan’ın bildirdiklerinden bazı önemli noktalar arasında dezenflasyon sürecinin devam ettiği yer alıyor. Makroekonomik göstergeler, bu sürecin ilerleyişiyle uyumlu bir şekilde seyrediyor. Son zamanlarda, küresel ticaret politikalarındaki belirsizliğin önemli ölçüde arttığı görülüyor. Piyasa fiyatlamaları, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde 2025 yılında faizlerin daha yavaş indirileceğine işaret ediyor. Dördüncü çeyreğe ait mevcut üretim göstergeleri, iktisadi faaliyetlerde ılımlı bir toparlanma sinyali veriyor. Mal ve hizmet taleplerine dair veriler, talep koşullarının enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelerde olduğunu gösteriyor. Karahan, sıkı para politikaları sayesinde iç talepte dengeli bir seyrin devam edeceğini vurguluyor.
CARİ AÇIKTA ARTIRIM BEKLENTİSİ
Karahan, önümüzdeki dönemde cari açıkta bir artış beklediklerini ancak bu artışın sıkı parasal duruş sayesinde sınırlı kalacağını belirtiyor. Milli gelire oranla cari açığın 2025 yılında tarihsel ortalamanın altında kalacağını öngörüyor. Enflasyonun ana eğilimindeki düşüş, son çeyrekte de sürüyor. Ocak ayındaki veriler, zamana bağlı fiyatlama yapan grupta daha yüksek bir fiyat artışı olduğunu ortaya koyuyor. Duruma göre fiyat belirleyen kalemlerde ise fiyat artış oranının, geçmiş yıla oranla daha düşük olduğu dikkat çekiyor. Ayrıca, kartla yapılan harcamalarda reel bir düşüş yaşanıyor.
MUAYENE KATILIM PAYININ ETKİSİ
Resmi sağlık muayene katılım paylarında 2017 yılından bu yana ilk kez bir artışa gidilmiş durumda. Yüksek oranda gerçekleşen bu artışın ocak ayı tüketici enflasyonuna etkisi 0,6 puan olarak kaydedildi. Bu düzenlemenin şubat ayı enflasyonuna da etkisi olabiliyor. Kira enflasyonu, yüksek olsa da yavaşlama eğilimi gösteriyor. Ocak ayında aylık kira enflasyonundaki dönemsel artış, kira sözleşmelerinin yenileme oranındaki yükselişten kaynaklanıyor. Temel mallara ilişkin tüketici enflasyonu üzerinde üretici fiyatlarının baskısının ise ılımlı olduğu ifade ediliyor. Tüketici ve firmaların enflasyon beklentilerindeki gerilemenin belirginleştiği gözlemleniyor.
MEVDUAT FAİZİ VE DÜZENLEMELER
Parasal aktarımın etkinliğini, makroihtiyati tedbirler ve likidite yönetimi ile desteklediklerini belirten Karahan, piyasada oluşan likidite fazlasını zorunlu karşılıklar ve mevcut diğer araçlar kullanılarak sterilize ettiklerini ifade ediyor. Para politikası duruşu ve makroihtiyati çerçeve sayesinde, mevduat faizlerinin seviyesi Türk lirasına geçiş ve tasarrufları desteklemeyi sürdürüyor. KKM uygulamasında, yıl içinde tüzel kişileri önceleyecek şekilde sonlandırma planları yapılıyor. Yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güveninin artmasının rezervlere olumlu yansıdığı bildiriliyor.
ENFLASYON TAHMİNLERİ VE POLİTİKA
Enflasyon tahminleri 2025 yılı için yüzde 24, 2026 için yüzde 12 ve 2027 için yüzde 8 olarak güncelleniyor. Enflasyonun 2027 yılında yüzde 8 seviyesine geriledikten sonra orta vadede yüzde 5 seviyesinde istikrar kazanması hedefleniyor. 2025 yılındaki tahmin güncellemeleri, para politikasının görece etki alanı dışındaki değişkenlerden kaynaklanıyor. Bu durum, para politikası duruşuna yönelik bir gevşeme sinyali taşımıyor. Karahan, 2025 tahminindeki güncellemenin beklentiler üzerinden gelebilecek muhtemel ikincil etkilerinin sıkı parasal duruşla telafi edileceğini vurguluyor. Enflasyonda kalıcı bir düşüş sağlanana kadar sıkı duruşun devam edeceği belirtiliyor. Dezenflasyon sürecinde, belirlenen hedeflerle uyumlu bir şekilde enflasyonu düşürmek için gerekenler yapılacak.