Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde, Kıta Avrupası’nda “aşırı sağ” siyasetin yükselişiyle karşılaşılırken, İskandinav ülkelerinde farklı bir tablo ortaya çıktı. Finlandiya’da Sosyalist Sol İttifak’ın güçlenmesi gibi sonuçlar, sol partilerin geleneksel sosyal demokrat partilerden bağımsız bir şekilde öne çıktığını gösterdi. Bu durumu Jacobin dergisine verdiği röportajda değerlendiren Sol İttifak lideri Li Andersson, İskandinav ülkelerindeki solun değiştiğini ve güçlendiğini vurguladı.
Andersson’a göre, İskandinav ülkelerinde çevre ve iklim politikalarının işçi hakları, refah hizmetleri ve gelir adaleti gibi geleneksel sol konularla birleştirilerek modern partiler oluşturuldu. Bu partiler, Sosyal Demokratlara destek vermek için değil, kendi başlarına gerçek birer oyuncu olarak ortaya çıktılar. Finlandiya ve Danimarka’da kırmızı-yeşil partiler, geleneksel sosyal demokrat partilerden daha fazla oy aldılar ve solun birinci alternatifi haline geldiklerini kanıtladılar.
Finlandiya’da aşırı sağın oyunun çökmesiyle ilgili olarak Andersson, seçmenlerin aşırı sağ partilerin uyguladığı kemer sıkma politikalarından memnun olmadıklarını ve bu nedenle bu partilere tepki gösterdiklerini belirtti. Andersson, Finlandiya’da aşırı sağın iktidara geldiğinde ne gibi politikalar izlediğinin seçmenler tarafından görülerek terk edildiğini ifade etti.
Andersson ayrıca, aşırı sağ partilerin neo-Nazi bağlantılarını gizlemediğini ve bu tür partilere karşı mücadele etmenin en iyi yolunun umut veren bir kırmızı-yeşil politika izlemek olduğunu belirtti. Solun, ekolojik krize yanıt verebileceklerini, değişimi gerçekleştirebileceklerini ve umut yaratabileceklerini göstermesi gerektiğini vurguladı.
Gazze’deki savaşa karşı yapılan eylemleri de değerlendiren Andersson, solun bu konudaki sesi olmalarının önemine dikkat çekti. Genç neslin Filistin konusundaki duyarlılığının arttığını belirten Andersson, solun İsrail’e yaptırımlar uygulanması ve İsrail ile AB arasındaki serbest ticaret anlaşmasının dondurulması çağrısında bulundu.
Son olarak, Finlandiya’daki nükleer silahlar konusundaki tartışmalara da değinen Andersson, ülkenin güvenlik politikasının geniş bir kitleyi ilgilendirdiğini ve savaş ve barışın sadece teorik bir konu olmadığını vurguladı. Andersson, Sol İttifak’ın Finlandiya’da güçlü bir destek gördüğünü ve Avrupa Parlamentosu’na üç üye göndermeye hak kazandıklarını belirterek, gelecek için iyi bir konumda olduklarını ifade etti.