Geçtiğimiz haçta Avrupa Parlamentosu’nun 720 üyesini belirlemek için Avrupa Birliği ülkelerinde yaklaşık 350 milyon seçmen sandık başına gitti. Seçimlerde sağ gruplar, merkez-sağdaki Avrupa Halk Partisi’nin başını çekti ve toplamda 398 sandalye kazandı. Aşırı sağın yükselişe geçtiği seçimlerde, Fransa’da Ulusal Birlik Partisi açık ara farkla iktidar partisi oldu. Almanya’da ise Almanya için Alternatif Partisi oylarını artırarak ikinci parti oldu. İtalya’da ise İtalya’nın Kardeşleri Partisi oylarını artırdı.
Evrensel gazetesi Avrupa Temsilcisi gazeteci Yücel Özdemir, Avrupa’da yapılan seçimleri ve ortaya çıkan tabloyu değerlendirdi. Özdemir’e göre aşırı sağın yükselişi sadece Avrupa için değil, dünya siyaseti için de belirleyici sonuçlar doğuracak. Aşırı sağın rekor oylarla birinci parti olması Avrupa’da büyük sarsıntılara yol açtı. Özdemir’e göre, aşırı sağın yükselişinin nedenleri arasında sığınmacı ve göçmen karşıtlığı, pandemi döneminde oluşan güvensizlik, Rusya-Ukrayna savaşı ve ekonomik sorunlar bulunuyor.
Özdemir, Avrupa’da aşırı sağın yükselmesinin dünya genelinde siyaseti etkileyeceğini ve AB’nin daha muhafazakar ve gerici bir karakter kazanacağını belirtiyor. Aşırı sağın iktidara gelmesi durumunda göçmen ve mültecilerin hedefte olacağını dile getiriyor. Özdemir’e göre önümüzdeki süreçte Avrupa’da aşırı sağa karşı bir anti-faşist cephe oluşabilir.
Özdemir, dünyanın yeni bir dönemeçten geçtiğini ve kapitalist sistemin kriz yaşadığını belirtiyor. Aşırı sağın yükselişinde kapitalizmin yaşadığı krizin etkisinin olduğunu vurguluyor ve bu durumun solun güçlenmesine bağlı olduğunu ifade ediyor. Özdemir’e göre, kapitalizm artık işçi sınıfını ve emekçi kesimini biyolojik bir bağ üzerinden değil, ekonomik çıkarlar üzerinden ele almalıdır.