AKP iktidarının özellikle hedef aldığı ve saldırılarını yoğunlaştırdığı kadınlar, yaşamın her alanında mücadelelerini en üst düzeyde sürdürüyor. İktidarın kadınlara ve doğaya karşı açtığı savaş, ekoloji mücadelesine kadınların öncülük etmesiyle paralellik gösteriyor. Dünyanın dört bir yanında kimliği, bedeni ve emeği için yıllardır mücadele veren kadınlar, doğa talanına karşı da direnişlerini kararlılıkla sürdürüyor. Kadınlar, doğa ve yaşam alanları için verilen mücadelede en büyük özne ve öncü olarak öne çıkıyor. Hayatlarını korumak için sokaklara çıkan kadınlar, doğalarını korumak için de hiç tereddüt etmeden sokağa çıkmış ve mücadelenin en dirençli kesimi olmuştur.
Türkiye’de Gezi eylemleri sonrasında fiili mücadeleyi en aktif kullanan kadın ve ekoloji hareketleri, geçmişten gelen doğal bağlarını daha da güçlendirmiş ve iktidara geri adım attırmak için eylemlerde bulunmuştur. Bergama’da altın madenine karşı mücadele ile öne çıkan kadınlar, Karadeniz’de “Yeşil Yol”a, HES’lere, Kurdistan kentlerinde barajlara, Aydın’da JES’lere ve Akbelen’de madenlere karşı birçok mücadeleye öncülük etmiştir.
Kadınlar, çeşitli bölgelerde doğa ve yaşam alanlarını korumak için direnişlerini sürdürmüşlerdir. Günümüzde Amasya Çambükü’nde organize sanayi bölgesine karşı, Akbelen’de zeytinini, Cudi’de ormanını koruyan kadınlar, karşılarına çıkan zorluklara rağmen mücadelelerinden vazgeçmemişlerdir. Artvin’in Arhavi ilçesindeki HES projesine karşı verilen mücadele, önemli bir dönüm noktası olmuş ve “Kadın Atmacalar” adıyla bilinen bir direniş söylemi ortaya çıkmıştır.
Kadın ve ekoloji mücadelesinin birlikteliği ve ortak noktaları konusunda konuşan ekolojist Halime Şaman, iktidara karşı geri adımlar attıran hareketlerin genellikle kadın ve ekoloji hareketleri olduğunu belirtmiştir. Şaman, kadınların mücadelelerinde gösterdikleri direnç ve kararlılık sayesinde başarılı sonuçlar elde edildiğini vurgulamıştır. Kadın ve ekoloji mücadelesinin organik bir bağ üzerinden geliştiğini ve toplumun dönüşümünde önemli bir rol oynadığını ifade etmiştir.
Ekoloji mücadelesinin dönüştürücü güce sahip olduğunu belirten Şaman, kadınların öne çıkmasının erkeklerin güçsüzlüğü ve ev içindeki despotizmiyle ilgili olduğunu ifade etmiştir. Kadınların cesur ve kararlı tutumları, mücadelelerini daha etkili kılmaktadır. Şaman, kadın ve ekoloji mücadelesinin toplumu dönüştürme potansiyeline sahip olduğunu dile getirmiştir.
Son olarak 8 Mart Kadınlar Günü için çağrı yapan Şaman, kadınların inatla mücadele etmeye devam edeceklerini ve sokakta vazgeçmeyeceklerini belirtmiştir. İnadına özgürlük ve isyan çağrısında bulunan Şaman, kadın ve ekoloji mücadelesinin toplumu dönüştürme potansiyeline sahip olduğunu vurgulamıştır.