
■ Politika’dan Yorum
Biji Newroz
Roja Nû, Ji bo jiyana nû serdema tekoşînê
Yaşasın Newroz
Yeni gün, yeni yaşam için yeni mücadele dönemi…
Geçmişin zalimlerine bugünün diktatörlüklerine karşı özgürleşme mücadelesinin Kürtçesi olan Newroz, bütün dünya halklarına kutlu olsun.
Emperyalistler ve bölge ulus devletlerinin erk ve zenginlik paylaşımı için savaş alanına çevirdiği Ortadoğu’nun orta yerinde, dört bir parçada sürdürülen eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyük bedeller ödeyerek bugüne getiren Kürt halkının sabrını, direncini selamlıyoruz. Binlerce evladını bu uğurda toprağa veren Kürt annelerini selamlıyoruz. Her hal ve şartta “Durumumuz kudretlidir” diyen Kürt gençlerini selamlıyoruz. Jin Jiyan Azadi ile göğümüzü aydınlatan Kürd kadınlarını selamlıyoruz.
Bir çağ dönümünde olduğumuz artık bütün alametleri ile belirdi. Dünya devrim hareketi ABD, AB, İngiltere gibi emperyalist haydutların yeni savaş planları ile yarattıkları ne anayasaların ne uluslararası hukukun geçerli olduğu bir karşı devrim süreci ile karşı karşıyadır. NATO’nun 2030 Savaş Konsepti ile genişleme planları, Azerbeycan’ın Ermeni bölgesi Artsakh’ı en vahşi biçimde işgali, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği soykırım ve Lübnan ve İran’a karşı suikast saldırıları, Suriye’de Esad iktidarının devrilerek kukla HTŞ’nin işbaşına getirilmesi, Çin’e karşı geliştirilen ekonomik ambargolar, silahlanma yarışının artışı… Emperyalist kapitalist sistem, uzun zamandır yaşadığı çürüme ve krizlerini savaş ile aşmak için seferberlik haline geçmiş durumda.
Emperyalist rekabet ve savaş için yeniden milliyetçi, ırkçı faşist hareketler dizayn ediliyor. Ezilen halkların, emekçilerin kanı canı pahasına kazandıkları her türlü demokratik örgütlenme, eylem hakları gasp ediliyor, ücretli kölelik sistemi peyderpey sıkılaştırılıyor.
Birinci dünya savaşından halklar Büyük Ekim Devrimi sayesinde kurtuluşun yolunu açmıştı. İkinci Dünya Savaşında yine Şanlı Sovyetler Birliği’nin Hitler faşizmini ezmesi sayesinde bütün insanlık faşizmden kurtulmuştu. Bugün böyle bir güçten yoksun haldeyiz. Ama Ortadoğu’da, Kürdistan’da, Türkiye’de ve dünyanın dört bir yanında halkların örgütlü mücadelesi sürüyor.
Kürt Halk önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısını, bu bölge ve dünya koşullarında, her yerde demokratik mücadelenin en önünde mevzilenmiş Kürt halkına ve bütün halklara yeni mücadele dönemine bir çağrı olarak görüyoruz ve selamlıyoruz. Barış ve demokratikleşme çağrısı, emperyalist barbarlığa karşı halkların, ezilenlerin, işçi sınıfının yeni bir yaşam kurma mücadelesini yeni temelde örgütleme çağrısıdır. İnsanlık bir kez daha “ya barbarlık ya sosyalizm” ikilemi ile karşı karşıyadır. Barış ve demokrasi mücadelesi, sosyalizmi ilerlemenin bir yoludur.
Türk emekçileri, işçileri olmak üzere, Türk burjuvazisinin asgari ücretli yaşam, kindar ve dindar nesil, her gün en az bir kadının öldürüldüğü “Aile Yılı”, işçi cinayetleri ile örülü “beka”larına karşı Kürt halkının uzattığı bu barış ve demokratikleşme elini kuvvetlice ve samimiyetle sıkmalı, egemenlere karşı kol kola mücadele etmelidir. Türk sosyalistleri, kendi “ulus inkarı”nı gerçekleştirmeli, Kürt halkının kendi kaderini tayin ve ülke/bölge egemenlerine karşı demokratikleşme mücadelesi ilkeli ittifaklar kurmak için daha cesur davranmalıdır. Kürt ulusu özgürleşmeden Türk halkının, işçi sınıfının özgürleşemeyeceğini asla unutmamalıdırlar.
Yaşasın Newroz
Yaşasın Kürt ve Türk halkının eşit, özgür birliği
Yaşasın halkların örgütlü mücadelesi