
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, 1 Ocak 2024’ten itibaren geçerli olacak asgari ücretin 17 bin 2 TL olacağını duyurdu. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Başkanı Ergün Atalay ise 2024 için asgari ücret taleplerini 18 bin TL olarak açıkladı. Bu açıklamaların ardından artan açlık ve yoksulluk sınırı, asgari ücretin kısa sürede eriyeceği tartışmalarını beraberinde getirdi. Ekonomist Prof. Dr. Ahmet Şahinöz, bu enflasyonist ortamda asgari ücretin belirlenme biçimlerini değerlendirdi.
Şahinöz’e göre, Türkiye’de asgari ücret ekonomik değil, sosyal ve siyasi gerekçelerle belirleniyor. 17 bin 2 TL’nin siyasi iktidarın belirlediği bir rakam olduğunu belirten Şahinöz, asgari ücretin her yıl bir tiyatro sahnesine dönüştürüldüğünü ve siyasi iktidarlar için bir seçim malzemesi haline geldiğini söyledi. Şahinöz, asgari ücret belirlemenin, siyasi iktidarın yapmak istediği ancak kamuoyu tepkisinden çekindiği icraatları gizlemek için kullanıldığını ifade etti.
Şahinöz, hükümet yetkililerinin asgari ücret tespiti için yaptıkları görüşmelerin kıymeti harbiyesi olmadığını vurgulayarak, ücreti en son belirleyenin Cumhurbaşkanı olduğunu söyledi. Şahinöz, asgari ücretin belirlenmesinde işçi sınıfının ve sendikaların yeterince güçlü olmadığını, bu durumun da iktidara istediği ücreti belirleme fırsatı verdiğini belirtti.
Şahinöz’e göre, asgari ücretin 18 bin TL olması gerekiyor. Ancak düşük teknoloji, düşük verimlilik ve düşük asgari ücret kısır bir döngü oluşturuyor. Yüksek enflasyon ortamında asgari ücretin artırılmasının da geçici bir çözüm olduğunu ifade eden Şahinöz, enflasyonun yüksek olması nedeniyle asgari ücretin satın alma gücünün kısa sürede azaldığını belirtti.
Şahinöz, asgari ücretin yılda 2 kez belirlenmesi gerektiğini ve fiyat artışlarının ve enflasyonun işçi sınıfına yansıtılmaması için düzenli olarak gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Aksi takdirde, işçilerin satın alma gücünün sürekli olarak azalacağını ve açlık sınırının altında çalışacaklarını belirtti.
Sonuç olarak, asgari ücretin belirlenmesi sürecinin siyasi ve sosyal gerekçelere bağlı olduğunu, işçi sınıfının güveninin ve sendikacılığın gelişiminin ise bu süreci etkilediğini söyleyen Şahinöz, asgari ücretin yeterli düzeyde olmadığını ve ekonomik koşullar göz önüne alındığında daha iyi bir ücretin gerekliliğini vurguladı.