
Türkiye, Kürt meselesinde siyasi çözüm yerine savaş politikalarını sürdürmekte ve bu politikanın bir sonucu olarak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şengal Özerk Bölgesi’ne yönelik hava saldırılarına devam etmektedir. Son saldırılarda sivil yerleşim alanları, hastaneler, elektrik santralleri ve petrol istasyonları gibi merkezler bombalanmış ve 9 sivil hayatını kaybetmiştir. Şengal’e yapılan hava saldırısında ise su kuyusu kazan işçilerin çadırı bombalanmış ve 5 işçi hayatını kaybetmiştir. Türkiye’nin saldırılarına Suriye, Irak merkezi hükümetleri ve Federe Kürdistan Bölgesi yönetimi sessiz kalmıştır. Uluslararası güçler de bu saldırılara tepkisiz kalmıştır. Hisên Seado, Türkiye’nin Şengal ve Rojava’ya yönelik saldırılarının demokratik ulus sistemine karşı bir öfke ve rahatsızlık olduğunu belirtmiştir. Türkiye’nin bu saldırılarla bu sistemi yıkmak istediğini ancak bu sistemin büyük bir irade ve fedakarlıkla inşa edildiğini ve saldırılarla yıkılamayacağını söylemiştir. Seado, Türkiye’nin saldırılarının sıradanlaştırılmaması gerektiğini ve herkesin Şengal ve Rojava’ya sahip çıkması gerektiğini vurgulamıştır. Irak merkezi hükümeti ve Güney Kürdistan hükümet yetkililerine de tepki gösteren Seado, Êzidî toplumunun bu düşmanlığı görmesi ve teşhir etmesi gerektiğini ifade etmiştir. Herkesin Şengal ve Rojava ile dayanışma içinde olması gerektiğini belirten Seado, Êzidî toplumu ve Özerk Yönetim olarak Rojava’nın yanında olduklarını ve her zaman destekleyeceklerini söylemiştir.