Kadına yönelik şiddet her geçen gün artarken, şüpheli kadın ölümlerinde de artış gözlemleniyor. Her ay yayınlanan verilere göre; şüpheli kadın ölümleri sayısı, kadın cinayetleri sayısına oldukça yaklaşıyor.
Şüpheli kadın ölümleri genellikle “kaza” ya da “intihar” olarak sunulurken, ateşli silahlarla gerçekleşen cinayetlerde de “kaza” denilebiliyor. İntihar ya da kaza olarak sunulan kadın ölümleri, genellikle kadının yakınları ve kadın örgütlerinin hukuk mücadelesi sonucunda açığa çıkıyor. Ancak birçok dava “intihar” diyerek kapatılabiliyor.
Kürdistan’ın Botan bölgesi, özellikle kadına yönelik şiddetin en yoğun yaşandığı bölgelerden biri olarak dikkat çekiyor. Son 4 ay içinde Botan’da 6 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti.
11 Mart’ta Melek Saltan, evinde şüpheli şekilde ölü bulundu. 10 Nisan’da Cizre’de, Gule Akman evinde şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. 22 Mayıs’ta Zeliha Özkaplan, evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. 29 Mayıs’ta Cizîr’de 16 yaşındaki Safya Süreyya’nın Dicle Nehri’ne düştüğü iddia edildi. 11 Haziran’da Cizre’de Berivan Ekinler yüksekten şüpheli şekilde düşerek hayatını kaybetti. 12 Haziran’da yine Cizre’de Leyla Gülçe evinde şüpheli şekilde hayatını kaybetti.
Bu kadınların ölümlerine ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığı konusunda bilgi edinilemedi.
Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi – TJA) Şırnak Sözcüsü Adalet Fidan, özel savaş politikalarının bölgede artan şüpheli kadın ölümleriyle nasıl ilişkili olduğunu açıkladı. Fidan, özel savaşın kadına yönelik şiddetin önemli bir parçası olduğunu belirtti ve Botan bölgesinin bu politikaların bir deneme bölgesi olarak seçildiğini söyledi. Fidan, özel savaş politikasının derinleştikçe kadın ölümlerinin arttığını ve bu politikanın bazen aileler aracılığıyla uygulandığını vurguladı.
Faillerin cezasız kalmasıyla kadın ölümlerinin meşrulaştığını belirten Fidan, kadınların çoğunun katledildiğini ve intihar süsü verildiğini ifade etti. Kürdistan belediyelerine kayyım atanmasının da toplum üzerinde nasıl bir etki yarattığını değerlendiren Fidan, kayyımların da özel savaş politikasının bir parçası olduğunu söyledi.
TJA olarak kadın çalışmalarına ağırlık vererek mahalle ve sokaklarda çalışmalarını sürdüreceklerini belirten Fidan, kadın ölümlerinin artmasına rağmen mücadelelerinin genişleyeceğini ve zihniyet değişikliği için çalışacaklarını ifade etti.