
10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen Barış ve Demokrasi Mitingi’ne gerçekleştirilen canlı bombalı saldırıda, yayın grubumuzun kurucularından ve ilk sorumlu yazı işleri müdürümüz Kemal Tayfun Benol dahil olmak üzere 103 kişi hayatını kaybetti.
Bu saldırı, sözde “Barış Süreci”ni sonlandırmak ve yeniden çatışma ortamını yaratmak amacıyla Suruç ve Amed katliamlarının ardından gerçekleştirilen bir eylem oldu. Devlet, barış istemiyor ve demokratik gelişmelere izin vermek niyetinde değil! Bu katliamın en önemli mesajı budur.
Miting öncesi yürüyüş kollarında hiçbir güvenlik önlemi alınmadı. Ankara il girişlerinde bile herhangi bir kontrol yapılmadı. Canlı bombalar patladığında güvenlik güçleri hızla olay yerine ulaştı ve ölenlere ve yaralılara kurşun sıkmaya başladı.
Duruşma sonuçsuz kaldı. Planlayıcılar gizlendiler ve maşa olarak kullanılan teröristler tek tek aklandı veya temizlendi. Ankara Katliamı, diğer katliamlar gibi bir dizi soru işareti içeriyor. Bu soruların yanıtlarını biliyoruz, ancak belgelerle kanıtlayamıyoruz. Ancak diktatörlük koşulları ortadan kalktığında ve devletin yapısında köklü değişiklikler olduğunda, Ankara Katliamı ve diğer tüm katliamların arka planı net bir şekilde ortaya çıkacaktır. O zaman gerçek planlayıcılar deşifre edilecek ve hak ettikleri cezaları alacaklardır.
Ankara Katliamı ile başlayan savaş süreci hiçbir sorunun çözümüne hizmet etmedi. Egemenler de hedeflerine ulaşamadı. Bu savaşın bir kazananı olmadı. Ancak egemenler tarafından yok edilmek istenenler, halkların taleplerinin hala geçerli olduğunu ve objektif olarak devlet ve iktidarı yenik durumda olduğunu gösteriyor. Düşünün, “büyük” bir devlet birkaç yüz kişi olarak nitelendirdiği bir grupla başa çıkamıyor. Bu durumun tek bir açıklaması var: Devletin karşı çıktığı talepler haklı taleplerdir ve sadece küçük bir grubun değil, halkların ezici çoğunluğunun isteğidir.
Bu istekler doğrultusunda mücadele devam ediyor ve başarıya ulaşana kadar devam edecek. Başarıya ulaşıldığında, Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledildiği katliamdan başlayarak tüm katliamlar, hukuka aykırı tutsaklıklar, idamlar ve işkenceler tek tek ortaya çıkarılacak ve sorumlular hesap verecektir.