
Kızıl Ekim, dünyanın yüzünü değiştirdi ve yeni bir çağ başlattı. 1917’de Rusya’da gerçekleşen devrim, dünyayı tamamen değiştirdi. Sovyet sosyalizmi 74 yıl süren bir dönem oldu ve bu süre boyunca Avrupa’nın 500 yılda yaşadığı değişimleri yaşadı. Ekim Devrimi, 1. Dünya Savaşı’nı sona erdirdi ve fakirlik, açlık ve sömürü altında ezilen farklı milliyetlerden insanlar Rus Çarlığından kurtuldu. Ancak, sosyalist ekonominin yeniden örgütlenmesi için sanayi, hizmet sektörü, tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi gerekiyordu. Bu nedenle, Lenin, elektrifikasyonun, karayolu ve demiryolu ağının kurulmasını öncelikli olarak ele aldı. Ancak iç savaş ve yabancı işgal gibi sorunlarla da mücadele etmek zorunda kalındı. Sovyetler Birliği, zorlu süreçlerden geçerek uzay teknolojisinde, havacılıkta, otomotiv endüstrisinde ve diğer birçok alanda büyük ilerlemeler kaydetti. Ancak, 1991’de Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle birlikte, iç hataların da irdelenmesi gerektiği ortaya çıktı. Sovyetler Birliği’nin yerel Sovyet iktidar organlarının kaybetmesi ve SBKP’nin toplum yaşamının her alanında yer alması, Sovyet işçisinin ve insanının üretime ve devlete yabancılaşmasına neden oldu. Karşı-devrim sonrası, Sovyetler Birliği’nin yok olması ve emperyalizmin tek kutuplu bir dünya düzeni kurması, sınıf mücadelesine olumsuz etkiler yarattı. Ancak, kapitalizmin sürdürülemez olduğunu ve sınıf mücadelesinin devam etmesi gerektiğini biliyoruz. Bu nedenle, Sovyet Reel Sosyalizm deneyiminin eksikliklerinden dersler çıkararak yeni bir strateji belirleyebiliriz. Savaş, sömürü ve baskıyla beslenen kapitalizmin insanlığa hiçbir olumlu şey sunmadığını biliyoruz. Bu nedenle, Sosyalizm veya Barbarlık sloganı günümüzde de geçerlidir.