
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı, sadece askeri bir operasyon olmanın ötesinde daha derin bir amaca hizmet etmektedir. Resmi verilere göre, 7 Ekim’den bu yana 15.000 Filistinli hayatını kaybetmiştir. Bu ölümlerin 6.500’ü çocuk, 2.500’ü ise kadınları içermektedir. İsrail, uluslararası etik kurallarını hiçe sayarak hastaneleri hedef alarak bir sınırı aşmıştır. Gazze’nin elektrik, su ve internet gibi temel ihtiyaçlarını keserek, bölgeyi adeta ölümle yüz yüze bırakmıştır. Hastanelerde elektrik olmaması nedeniyle bebeğinden yaşlısına pek çok insan hayatını kaybetmiştir. Ağır bombardımanlarla yerleşim yerleri yerle bir edilmiştir. Uzmanlara göre, İsrail’in son 2 ayda Gazze’ye saldırdığı bombaların etkisi, Hiroşima’ya atılan atom bombasının üç katıdır.
İsrail önce Kuzey Gazze’yi boşaltacağını söylemiş, ancak gerçekte 1,5 milyondan fazla insanı Güney Gazze’ye sürmüştür. Şimdi ise Güney Gazze’yi boşaltacaklarını ve Filistinlileri Sina Yarımadası’na süreceklerini söylemektedirler. Ancak Mısır, bu durumu kabul etmemekte ve sınırları kapalı tutmaktadır. Filistin halkı sıkışmış durumdadır ve ölmekten başka bir seçenekleri bulunmamaktadır.
ABD, AB ve İngiliz emperyalistleri İsrail’in katliamlarına tam destek vermektedir. İsrail’i ekonomik, askeri ve diplomatik olarak desteklemektedirler. ABD Başkanı Biden ile başlayan ziyaretler, Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in ziyareti ile devam etmiştir.
Birleşmiş Milletler ise ABD’nin etkisi altında hareket etmekte ve savaşı durdurma veya ateşkes kararı alma konusunda olumlu bir rol oynamamaktadır. BM’nin bağımsızlığı bulunmamaktadır ve ABD’nin oyuncağı haline gelmiştir.
Türkiye’deki faşist rejim ise İsrail’i lafta yargılarken, pratikte ekonomik ve diplomatik ilişkilerine devam etmektedir. Filistin halkının soykırıma uğramasını kendi propaganda aracı olarak kullanmaktadır. Aynı zamanda Kürt halkına karşı da aynı uygulamaları sürdürmektedir. Suriye ve Irak’ı bombalamaya devam etmektedir.
Filistin direniş hareketi, medyaya yansımasa da İsrail’e ciddi kayıplar yaşatmaktadır. Ancak bu direniş, İsrail’in soykırım uygulamalarını durduramamaktadır. FKÖ etkisiz bir diplomasi çalışması yürütmekte, Hamas ise beklenen sokak direnişini gösterememektedir. Filistin halkının acılarına karşılık İsrail askerlerine yönelik sokak eylemleri beklenen etkiyi yaratmamıştır. Direnişler dışında İsrail adım adım hedefine ilerlemektedir. Bu soykırımı durdurmak ve Filistin sorununa çözüm bulmak için Hamas ve diğer direniş gruplarının uluslararası alanda etkili olacak fedai eylemler gerçekleştirmesi gerekmektedir.
Filistin halkı sadece yerinden yurdundan edilmemekte, aynı zamanda çoluk çocuk ve kadınlar da bombalamalar altında yaşamaktadır. Bu nedenle tepkiler ve direniş biçimleri daha etkili olmalıdır. Sadece basın açıklamaları, yürüyüşler ve mitingler yeterli olmamaktadır.