Türkiye’nin tarım sektöründe en çok ithalat ve ihracatın yapıldığı Çukurova Bölgesi’nde, şirketler ve devletler kar etmeye devam ederken, mevsimlik tarım işçileri her geçen gün düşük ücretler ve güvencesiz çalışma koşullarıyla yoksullaşıyor. Bu durumun en derin yaralarını ise kadınlar çekiyor. Sabahın erken saatlerinde başlayan yolculuklar ve uzun çalışma günleri, kadınları ayakta tutmaya çalışırken, ekonomik kriz, yasaklar ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmelerine neden oluyor.
Mezopotamya Ajansı, bir gün boyunca birlikte geçirdiği kadınlarla konuştu ve onların yaşadıklarını ve emek sömürüsünü dinledi. Sabahın erken saatlerinde evden çıkarak portakal bahçelerine ulaşan kadınlar, gün boyunca ağaçlardan portakal toplamakla meşgul oluyor. Ancak bu süreçte kadınlar, erkeklerle karşılaştırıldığında daha fazla iş yükü altında olduklarını ve güvencesiz bir şekilde çalıştıklarını ifade ediyorlar.
Kadınlar, hijyen sorunları, regl dönemlerinde yaşadıkları zorluklar ve iş güvencesizliği gibi konularda da sıkıntılarını dile getiriyorlar. Devletin bu konuda daha fazla destek olması gerektiğini belirten kadınlar, özellikle 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınların birbirlerine destek olmaları gerektiğini vurguluyorlar.
Mersin’e gelen Bahar Barış da, kadınların tarla ve bahçelerde daha fazla çalıştığını ve bu nedenle daha fazla yorulduklarını belirtiyor. Kadınların ekonomik özgürlüklerini sağlamaları gerektiğini ifade eden Barış, kadınların azimli olmaları gerektiğini ve her işin zorluklarına rağmen başarılı olabileceklerini dile getiriyor.
Kadınlar, günün sonunda evlerine dönerken, işleri bitmiyor ve evde de aynı döngü devam ediyor. Kadınlar, daha iyi çalışma koşulları, güvenceli iş imkanları ve hijyenik ortamlar için mücadele etmeye devam ediyorlar.